MÜSTAKBEL KATİL
Pierre Lucas arkadaşı ile alay etti. Henri Mignot, ciddi bir
tavırla cevap verdi:
-Bu rüya başkaydı katledilmek üzere olduğuna inanıyorum.
Sabırsızlanan Pierre:
-Seni istirahat etmek için Alsace'a çağırdım. Halbuki seni,
hiç bir zaman bu kadar dertli gördüğümü hatırlamıyorum, diye söylendi. Henri:
-Dertli olmakta haklıyım, diye ısrar etti. Bu eve ilk defa
geliyorum. Fakat rüyamda gördüğüm için her köşesini daha buraya gelmeden evvel,
tanıyordum. Mesela başucundaki masada bir bardak su ile bir tabanca bulunduğu
doğru değil mi? Pierre hayret içinde:
-Evet nasılda bildin ? diye haykırdı.
-Rüyamda görmüştüm.
-Peki, nasıl öldürüleceğim ?
-Uyurken bıçaklanacaksın !
-Şu halde tetikte uyurum. Gel, bu saçmaları unutalım da biraz
dolaşalım. İki erkek, beraberce evden çıktılar. Bahçede, çiçeklerle meşgul
yaşlıca bir adam, onlar geçerken hürmetle şapkasının çıkardı. Henri Mgnot dona
kalmıştı.
-Rüyamda seni öldüren adam buydu ! diye bağırdı. Pierre katıla
katıla gülmeye başladı:
-İhtiyar Paul'ü katil mi zannettin? Ayol 20 yıldır yanımızda.
Hepimize candan bağlı. Henri ısrar etti:
-Katilin bu olduğuna eminim. Onu başından sav. Fakat Pierre
Lucas arkadaşının çılgınca ısrarlarına kapılacak adam değildi. Henri iki hafta
müddetle, Pierre'e boş yere ihtarlarda bulundu.
Telgraf Pierre'den di:"Sırf içinin rahat etmesi için bahçıvanı
kovdum" diyordu. Henri'nin içi hakikaten rahat etmişti. O gece haftalardan beri
ilk defa sakin bir uyku uyudu. Sabahleyin de neşe ile kahvaltı sofrasının başına
geçti. Fakat gazeteyi eline alınca, dona kaldı. Baş sayfanın bir köşesinde büyük
puntolarla şu yazılıydı: "Bay Pierre Lucas, bugün Alsece'deki evinde
bıçaklanarak öldürülmüştür.
Maktulün sadık bahçıvanı Paul Remaunte, cinayeti işleyenin
kendisi olduğunu itiraf etmiştir. Katil 20 yıllık hizmetten sonra, hiç bir sebep
gösterilmeden kovulmasına içerlediği için, eski efendisini öldürdüğünü
söylemiştir.